|
|
|
fethullah haşimoğlu's about |
|
|
|
Bugün 5 ziyaretçikişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|
şiirler |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
şiirler...
Ödünç Hüzünler'den |
|
Tütsülü bir koku gecenin kolların da
mest olan yaradandan ödünç can
bir kıyamet günü büyülü, bir o kadar sırtlan
içerisin de vurgun hasretle açacak ölü beklentiler kendini
yatacak rüyaya lakin cirit atacak kubuslar aşk kokan sonbahar da.
Aşk daha çok kokacak ürpermiş sevdaya sarman beden de
bekleyip gelmezsen yar öpecek özlem kendini yanağından
çatacak başucu kırık dökük hayallere
ve en çok yazgıların yakasına.
Çökecek üstüme ödünç hüzünler
ve ben tereddütsüz yokluğunun korkularına
yatacağım...
Sensizlik külleri olacak etrafım da
yüreğimin bilekleri ölüme bağlı kalacak
güneş altın da yanacak dertlerim
ve ben yinede tereddütsüz tutulacağım
işte oyum ben
yaşamda ölen tuhaf yaralarla kaplı kadın.
Fecrime Yâd |
|
Hangi gökyüzünün altın da
ve hangi pırıltılı gelecekte kavuşma
yaklaştığını biliyorsun
bilmemezlik...en iyisi bu mu diyorsun ?
Yad'lar unutmuşken sevinçleri
ve daha önemlisi belkide en ölümsüzü silmişken yağmuru
sen hala ince çiseleyen yanlızlıkları alırsın narına
dinle istersen bir kez daha
nefes almak unutmuşken güzelliğini
ve artık gitmek kalmanın askeri olmuşken
hangi düşüp ölmeyen hayalden bahsediyoruz
telaşlar için de ruhban yaralar hangisi sarılır
dur söyleme !
kaldıramam olumsuz anma savruluşlarını
söyleme...
hangisine güç yeterdi ki ?
Sözüm ona birbirinden habersiz yalanlar
ve ona vurgun kalanlar...
boşverdim
ah bu hınzır gelecek
boşverdim
çiçeği burnunda bir çoşkuya yürümekteyim
yavaş yavaş tükenmekteyim
geçmişe istemeden yüreğim düşmekte
çirkinliklere zevkle elveda demekteyim
ölmekteyim nihayet... |
|
Sahte Dostların Eline Düşürme Allah'ım |
|
Dost var; uğrunda ölünür...
Dost var; uğrunda can vermek bile 'ucuz' kalır..
Dost var; sevdiği insana bir zarar gelecek endişesiyle,
Akrep, çıyan yuvalarını topuğuyla kapar...
Bunu yapmak yetmez dost için...
Sevdiği insan uğruna ömrünü verir.
Verilen bir ömürdür...
Bir yılını, iki yılını, on yılını, yirmi yılını değil, 'ömrünü' vermiştir...
Dost var; Sevdiği insanın uğruna ölmeye hazırdır.
Düşmanlar gelecek,
katletmek istedikleri Nebi'nin yatağında vefalı bir genç, delikanlıyı bulacaktır...
Bu delikanlı dosttur... Ve hep 'dost' kalmıştır.
Dost var; güle benzer...
O kadar güzel kokar ki, dikenlerinin verdiği acı hissedilmez...
Bir de dost var ki, dikenlerinin yol açtığı kan ve yara korkusundan,
gül rayihasını almak mümkün değildir.
Dost var; hazmedemez...
Sindirim sistemi bozuktur...
Dost var; fırına girmeyi sevmez... Ama, ekmeği herkesten önce böler...
Dost var; sözü itibarsız senettir... Güvenirseniz müflis olursunuz...
Dost var; yollarda bırakır...
Böylesiyle adım bile atılmaz.
Yola beraber çıkmak, neticeyi kabullenmektir.
Dost var; düşmandan tek farkı, biraz daha mütebessimdir.
Ama bir düşmeye gör; düşmanın 'kahkahaları',
O'nun 'tebessümünün' yanında 'sessiz' kalır.
Dost var; Iyiliğini istemez... Düşman için önüne bir taş da o kayar.
Sonra bu da yetmez 'dost' için! ..
'Belki benim koyduğum taşla düşmez' diye, senin düşmanına da,
'şuraya ip germeyi unutma' diye tembihte bulunur.
Dost var sadece yüzüne güler...
Arkandan vurmak, hançerlemek için 'malzeme' arar. Hiçbir fırsatı kaçırmaz.
Lakin bunlar da 'dosttur'! ..
'Düşmanım' diyemeyeceğimiz dostlar! ...
Böylelerini görünce oturur bir köşede ağlar; 'Dostların eline düşürme Allah'ım' dersiniz.
Ah! Hz.Ebu Bekir..., Ah! Hz.Ali... Müslümanlığı sizlerden öğrendik.
Keşke dostluğu ve vefayı da sizlerden öğrenebilseydik... |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
işinize yarayabilir |
|
|
|
|
|
|
___________________________
___________________________
________________________
_______________________
son dakika haberleri
|
|
|
|
|